Baf Direnişi ve bu direnişte şehit düşenler, 61’inci yıl dönümlerinde yarın Güzelyurt’ta düzenlenecek törenle anılacak. Tören, saat 11.00’de Güzelyurt Baf Şehitleri Anıtı önünde gerçekleştirilecek.
TMT Mücahitler Derneği, Baf Direnişi’nin 61. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Dernek Başkanı Celal Bayar, mesajında 9 Mart 1964’te Kıbrıs Türk mücadele tarihine “Baf Direnişi” olarak geçen bu önemli günün 61. yıl dönümünde, vatan uğruna canlarını feda eden kahraman şehitleri ve daha sonra hayatını kaybeden gazileri rahmetle anarken, hayatta olan gazilere ise şükranlarını sundu.
Bayar, üzerinden 61 yıl geçmesine rağmen Gazi Baf’ın bugün Güney Kıbrıs’ta kaldığını belirterek, geçmişi unutmadan geleceğe güvenle bakmak istediklerini vurguladı. “20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı ile Kıbrıs Türk halkı, özgürlüğüne ve egemenliğine kavuşmuş, geleceğe umutla bakmaktadır. 1974 öncesinin karanlık günleri artık geride kalmıştır ve o günlere dönüş asla mümkün değildir. En büyük kazanımımız devletimizdir.” dedi.
Celal Bayar, 21 Aralık 1963’ten sonra Akritas Planı’nın devreye sokulmasıyla, adanın birçok bölgesinde olduğu gibi Baf ve çevresindeki Türk köylerinin de Rum saldırılarının hedefi olduğunu hatırlattı. 9 Mart 1964’te, Yunanlı bir albayın yönetimindeki 2 bin ağır silahlı Rum askerinin Baf’a saldırdığını belirten Bayar, sadece 120 mücahidin Baf halkıyla birlikte kahramanca direnerek Baf’ı savunduğunu ve bu nedenle “Gazi Baf” unvanını kazandığını ifade etti.
Kıbrıs Türk halkının geçmişte verdiği büyük mücadele sayesinde bugün bir devlete sahip olduğunu vurgulayan Bayar, mesajında şu ifadelere de yer verdi:
“Bu devleti yaşatmak ve daha ileriye taşımak, şehitlerimize verdiğimiz bir söz ve borcumuzdur. Kıbrıs Türk halkının bu adada özgür ve bağımsız yaşama mücadelesi devam etmektedir. Rum ve Yunan tarafı, nihai hedefleri doğrultusunda tüm adaya sahip olabilmek için fırsat kollamakta ve hazırlıklarını sürdürmektedir.
Bugün gelinen noktada müzakere masasına ancak devletimizin ve egemen eşitliğimizin tanınması şartıyla dönülmelidir. 1960’ta olduğu gibi yeni bir federasyon denemesi ve AB normları dayatması, Kıbrıs Türk halkı için büyük bir tehdit oluşturacaktır. Bu oyuna bir kez daha gelmemeliyiz.”
