Özker Yaşın, 4 Ekim 1932’de Kıbrıs’ın Lefkoşa şehrinde dünyaya geldi. Babası Mehmet Sadık (1901-1953) ve annesi Zekiye Şükran (1911-1965) terzilikle geçimlerini sağlıyordu. Annesinin babası, dönemin ünlü terzilerinden Terzi Süleyman’dı. Terzi Süleyman, Lefkoşa’nın güneydoğusundaki Peristerona (Güvercinlik) köyünde doğmuş, köyün zenginlerinden Mulla Osman’ın kızı Müsteyde ile evlenmişti. Bu evlilikten, Özker Yaşın’ın annesi Zekiye ve teyzesi Zehra dünyaya geldi.
Zehra, ilk eğitimini babası Süleyman Efendi’den aldıktan sonra, dönemin ünlü terzilerinden Nikolaci Kalla’nın yanına çırak olarak verilmiş ve burada Kıbrıs’ın iyi terzilerinden biri olarak yetişmişti. Özker Yaşın’ın baba tarafından dedesi ise kahvecilikle uğraşan Mustafa Bey’di. Şairin, ilk dönem şiirlerinde kullandığı “Mustafa” mahlası da kendisine verilen göbek adından gelmekteydi.

Özker Yaşın’ın doğumundan sonra ailesi, Neşe adında bir kız çocuğuna daha sahip oldu. Ancak Neşe, doğumundan üç ay sonra hayatını kaybetti. Bu trajedi sonrasında anne ve baba ayrıldı ve Zekiye Hanım, 1933 yılında İstanbul’a yerleşti. Ancak, Özker Yaşın’ın geçirdiği ağır bir hastalık nedeniyle 1938’de Kıbrıs’a dönmek zorunda kaldı. Oğlunun iyileşmesinin ardından 1939 yılında yeniden İstanbul’a döndü. Ekonomik sıkıntılara rağmen, teyzesi Zehra Hanım, Özker Yaşın’ın iyi bir eğitim almasını sağladı. İlkokulu 1939’da Fatih’te Şeyhülislam Hayri Efendi İlkokulu’nda, ortaokulu ise 1946’da Fatih Gelenbevi Ortaokulu’nda tamamladı. Lise öğrenimini Haydarpaşa Lisesi ve Vefa Lisesi’nde sürdürdü ve 1947 yılında mezun oldu. 1950 yılında babasının çağrısıyla Kıbrıs’a döndü.
Özker Yaşın, hayatı boyunca üç evlilik yaptı. İlk evliliğini 1956 yılında ilkokul öğretmeni Ayşe Sülayna ile gerçekleştirdi ve bu evlilikten, kendisi gibi şair olan oğlu Mehmet Yaşın dünyaya geldi. Daha sonra, ikinci evliliğini Jale Salih Zeki ile yaptı. Yirmi üç yıl süren bu evlilikten Neşe Yaşın (1959), Salih (1960), Savaş (1963) ve Barış (1972) adında dört çocuğu oldu. Jale Hanım, 1 Aralık 1980 tarihinde bir hastalık sonucu hayatını kaybetti. 1983 yılında Nimet Zaimoğlu ile üçüncü ve son evliliğini yaptı.
Özker Yaşın, 6 Şubat 2011’de İstanbul’da vefat etti. Devlet töreniyle Lefkoşa Mezarlığı’na defnedildi.

Özker Yaşın’ın edebiyatla ilk tanışması, annesinin ona aldığı Yavrutürk adlı çocuk dergisi sayesinde oldu. Bu dergi, ona okuma alışkanlığı kazandırdı ve zamanla 1001 Roman ve Doğan Kardeş gibi dergileri de düzenli olarak takip etmeye başladı. Aynı zamanda dünya klasiklerini okumak da onun için büyük bir zevk kaynağıydı. Bu okuma alışkanlığı, onu edebiyata, özellikle de şiire yönlendirdi. İlkokul yıllarında, zekâsı ve çalışkanlığıyla öğretmenlerinin dikkatini çekti ve onların özel ilgisini kazandı. Öğretmenlerinin de desteğiyle, henüz ilkokuldayken ilk şiirini yazdı. 1942 yılında kaleme aldığı Küçük Okullu adlı bu şiir, öğretmenleri tarafından beğenildi ve okulun duvar gazetesine asıldı. Bu destekten motive olan Yaşın, şiir yazmaya devam etti.
Matbaa harfleriyle basılan ilk şiiri, 1946 yılında İstanbul’da yayımlanan Son Telgraf Gazetesi’nin gençlik sayfasında çıkan Atanın Öğüdü adlı şiiriydi. Ortaokulda okurken, Fatih Gelenbevi Ortaokulu’nun Türkçe öğretmeni Şaziye Okurer ve okul müdürü Rıza Bediz’in de ilgisini çekti. Şiir okuma yeteneğini fark eden öğretmenleri, okulda düzenlenen törenlerde ona sürekli şiir okutuyordu. Böylece, sadece şiir yazmada değil, şiir okuma konusunda da yetenekli olduğunu kanıtladı.
Liseye başladığında, Haydarpaşa Lisesi’nde edebiyat öğretmeni Eflatun Cem Güney ile tanıştı. Güney, Yaşın’ın edebiyata olan ilgisini ve yeteneğini fark etti. Yaşın, Haydarpaşa Lisesi’nde düzenlenen şiir yarışmasında birinci olarak bu alandaki başarısını gösterdi. Ancak maddi sıkıntılar nedeniyle Haydarpaşa Lisesi’nde yalnızca bir yıl eğitim alabildi ve ardından öğrenimine devam etmek için Vefa Lisesi’ne geçti. Burada iyi bir edebiyat öğretmeni bulamasa da, ünlü tarihçi Reşat Ekrem Koçu’dan ders alma fırsatı yakaladı. Koçu’dan insan, insan sevgisi ve tarih konularında önemli bilgiler edindi. Bu öğretiler, ilerleyen yıllarda sanat anlayışını da şekillendirdi.
Özker Yaşın, ilk kitabı Ol Âlem’i 1952 yılında, o dönemde çalıştığı Bozkurt gazetesinin yayınevinde bastırdı. Kitap, yalnızca kâğıt parasının ödenmesiyle yayımlandı ve şairin 1946-1952 yılları arasında yazdığı şiirleri içeriyordu. Ol Âlem, bireysel temaların ön planda olduğu şiirlerden oluşuyordu.
1953 yılında, yine Bozkurt Yayınları’ndan Bayraktar Destanı ve Kıbrıs’tan Atatürk’e adlı iki şiir kitabını yayımladı. Bu kitaplarda yer alan şiirler, genellikle millî duygulara hitap eden hamasî şiirlerden oluşuyordu. Şair, geçmişteki kahramanlıklara duyduğu özlemi dile getirerek günün koşullarını eleştiriyordu.
1956 yılının Kasım ayında, Liman’da Bir Gemi adlı şiir kitabı Varlık Yayınları’ndan çıktı. Daha sonra bu kitabın ikinci baskısı, şairin Önce Kuşlar Uyanır (Tüm Şiirler II) adlı toplu baskısında yer aldı. Liman’da Bir Gemi, şairin ilk kitabı Ol Âlem’in devamı niteliğindeydi ve bireysel izlekler içeren şiirleriyle dikkat çekiyordu.
1957 yılının Şubat ayında Namık Kemal Kıbrıs’ta adlı kitabını yayımladı. Mağusa Çarşı Meydanı’na 1953 yılında dikilen Namık Kemal heykeli, şairin bu kitabı yazmasında ilham kaynağı oldu.

1958’de Kıbrıs Mektubu adlı şiir kitabı Varlık Yayınları’nın Yeni Türk Şiiri serisinin 37. kitabı olarak yayımlandı. Kitap, Kıbrıs’ta 27-28 Ocak olaylarını anlatan şiirlerden oluşuyordu ve destan türüne has özellikler taşıyordu.
16 Ağustos 1960’ta, Mehmetçik Kıbrıs’ta adlı şiir kitabı, sahibi olduğu Çevre Yayınları’ndan çıktı. Bu kitap da millî duyguları yansıtan şiirlerden oluşuyordu. 1963 yılında, Babil Daha Uzakta adlı şiir kitabı Yeditepe Yayınları’ndan yayımlandı. Bu, bireysel temaların yer aldığı üçüncü şiir kitabıydı.
Bir Şahlanışın Destanı I: Kanlı Kıbrıs adlı şiir kitabını, 21-25 Aralık 1963 tarihlerinde Rumların Kıbrıslı Türklere karşı başlattığı saldırıları tarihe geçirmek ve dünyaya duyurmak amacıyla yazdı. Şair, cephede yaşadıklarını, duyduklarını ve hissettiklerini bu kitaba yansıttı.
Bu kitabın devamı niteliğindeki Oğlum Savaş’a Mektuplar ise, 26 Aralık 1963 ile 7 Mart 1964 tarihleri arasında yaşanan olayları anlatıyordu. 1970 yılında, hiciv şiirlerinden oluşan Hödükname adlı kitabı, Savaş Gazetesi’nin yayımladığı ilk kitap olarak çıktı ve kısa sürede tükendi. 1973’te Kıbrıs’ta Bayrak adlı şiir kitabını yayımladı. Kitap, 1957-1974 yılları arasında Kıbrıslı Türklerin yaşadığı acıları anlatıyordu. Bu eser, daha sonra Kıbrıs Benim Vatanım adlı toplu şiir kitabına dâhil edildi. 1998 yılında, Yüreğimin Yarısı Sende adlı kitabı Çevre Yayınları’nın 10. kitabı olarak yayımlandı. 215 sayfalık bu kitap, 26 şiir ve şair hakkında gazetelerde yayımlanmış 17 yazı içeriyordu.

2001 yılında, Mektup Şiirler-Şiir Mektuplar (Son Şiirler III) adlı kitabı Çevre Yayınları’ndan çıktı. Manzum mektuplardan oluşan bu eser, şairin sosyal ve siyasî eleştirilerini yansıtan şiirlerden oluşuyordu. Kitapta, Özker Yaşın’dan Özker Yaşın’a Mektup, 2001 Yılı Yaz Aylarında Şener Levent’e Yedi Mektup, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. Yıldönümünde Atatürk’e İki Mektup, 1964 Yılında Oğlu Savaş’a Yazdığı Üç Mektup ve 1970 Yılında Kıbrıslı Sosyete Hanımlarının Dört Mektubu başlıkları altında şiirler yer alıyordu.
Özker Yaşın, 1955 yılında Bütün Kapılar Kapandı adlı romanını yayımladı. İlk olarak Halkın Sesi gazetesinde tefrika edilmeye başlanan bu eser, halk tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Ancak, bazı kişiler kitabı ahlaksız içerik barındırdığı yönünde eleştirerek karalama kampanyası başlattı. Bu tepkiler nedeniyle tefrika durduruldu. Bunun üzerine yazar, romanını Ankara’da bulunan Hakimiyet gazetesinde yayımlatmaya devam etti. Bütün Kapılar Kapandı, Özker Yaşın’ın çocukluk ve gençlik yıllarından esinlenerek yazdığı bireysel bir konuya odaklanan bir romandır.
Yaşın’ın ikinci romanı Mücahitler, 1970 yılında yayımlandı. Roman, 1963 yılındaki Kanlı Noel olaylarından başlayarak, 1964 yılının 8-9 Ağustos tarihlerinde Türk jetlerinin Erenköy’ü bombalaması ve şehit olan Hava Yüzbaşı Cengiz Topel’in naaşının Lefkoşa’dan Türkiye’ye gönderilmesine kadar geçen süreci anlatır.
Üçüncü romanı Girne’den Yol Bağladık, 1976 yılında İtimat Yayınları tarafından yayımlandı. 415 sayfa süren uzun soluklu bu roman, 25 Ekim 1982 ile 24 Mart 1983 tarihleri arasında 148 bölüm halinde Kıbrıs Postası gazetesinde tefrika edildi.
Dördüncü ve son romanı Kıbrıslı Kâzım, 1978 yılında Yücel Yayınları’ndan çıktı. 191 sayfa uzunluğundaki bu romanda dürüstlük ve güzel ahlak temaları vurgulanır. Roman, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’ndan sonra Kıbrıs Türk halkının yeniden yapılanma sürecinde yaşadığı toplumsal sıkıntıları ve ana karakter Kıbrıslı Kâzım’ın psikolojik sorunlarını ele alır.
Özker Yaşın, tiyatro alanında da eserler vermiştir. Bayraktar Türküsü adlı manzum piyesi, 1959 yılının Şubat ayında Halkın Sesi Basımevi tarafından 3.000 adet basılarak Kıbrıs Postası Yayınları’ndan yayımlandı. Daha sonra bu eser üç perde olarak sahneye uyarlanmıştır.
İkinci tiyatro eseri olan Zafer ve Bağış oyunu, 1988 yılında Yeşilada Yayınları tarafından yayımlandı. Üç perdeden oluşan bu oyun, Kıbrıs’ın fethedilme süreci ve fetihten sonra yaşanan bazı gizli olayları konu alır.
Bunların yanı sıra, Özker Yaşın üç ciltlik bir anı kitabı da yazmıştır. Nevzat ve Ben adlı bu eser, 1955 ile 1974 yılları arasındaki siyasi ve sanatsal gelişmeleri ele alır. Kapsamlı bir arşiv çalışmasıyla desteklenen bu üç ciltlik anı kitabı, Kıbrıs tarihi açısından önemli bir kaynak niteliğindedir.