Tenta, aynı zamanda Kalavasos-Tenta veya Tenda olarak da bilinir, Kıbrıs’ın güney kıyısına yakın, Larnaka’da modern Kalavasos’ta bulunan bir Çanak Çömleksiz Neolitik yerleşimidir. Yerleşim, Larnaka’nın yaklaşık 38 kilometre güneybatısında ve Lefkoşa’nın yaklaşık 45 kilometre güneyindedir. Tenta, Vasilikos vadisinin batı tarafında, Lefkoşa-Limasol karayoluna yakın bir tepenin üzerindedir.
Bölgedeki en eski yerleşim, Shillourokambos ve Mylouthkia bölgeleriyle çağdaşdır ve özellikle Khirokitia’dan neredeyse bin yıl kadar öncesine, M.Ö. 8000 civarına tarihlenmektedir. M.Ö. 6000 yılında hala insanlar tarafından iskan ediliyordu, ancak bir noktada Kıbrıs Seramik Neolitik çağının başlamasından önce terk edilmişti.
Tenta’da 1947’den 1984’e kadar altı defa kazı yapılmıştır. Elde edilen veriler, Tenta’nın mimari kalıntıları, eserleri, insan mezarları, flora ve faunasının “neredeyse hiç değişmediğini” göstermektedir. Bu durum, iki bin yıl boyunca teknolojik, ekonomik uygulamaların yanı sıra sosyal organizasyonda da önemli bir süreklilik olduğunu göstermesi açısından Kıbrıs’ın tarih öncesi kültürel değişimi çalışmaları için ilgi çekicidir.
Tenta arkeolojik alanı, ilk kez 1940 yılında bir maden demiryolu hattının inşaatı sırasında buluntuların keşfedilmesi sonucu Porphyrios Dikaios tarafından bildirildi. 1947 yılında Dikaios, Tenta zirvesinin 25 metre güneyinde iki haftalık bir arkeolojik kazı gerçekleştirdi. Kazıya yerel halktan 11 kişi ve Brandeis Üniversitesi’nden birkaç öğrenci de katıldı. Ne yazık ki, kazının detaylı bir raporu hiçbir zaman yayınlanmadı, ancak 1960 yılında bir kazı planı, beş metre aşağıda ve kavisli bir duvara bitişik bir açmanın kazıldığını gösteren bilgiyi içermektedir.
Kazılar 1984 yılında sona erdi, ancak buluntuların ayrıntıları 2005 gibi geç bir tarihte yayınlandı.
Tenta’da keşfedilen tüm yapılar eğri şekillidir ve bu nedenle komşu Neolitik yerleşimlerle benzer özellikler sergileyerek Çanak Çömleksiz Neolitik döneme aittirler. Kazılar sırasında, Tenta’nın doğal tepe zirvesinde, binalarının öncelikle taş ve kerpiç, ardından tamamen kerpiç ve son olarak tamamen taştan inşa edildiği ortaya çıktı. Ayrıca, bölgedeki evlerin taş yapılarının yerel olarak erişilebilen diyabaz karışımı kireçtaşından inşa edildiği bulundu.
Eğri yapıların duvarlarının yüksekliği bir metre veya daha fazlaydı ve kalınlıkları 25 ila 60 santimetre arasında değişiyordu. Duvarlar gri, kırmızımsı kahverengi, açık kahverengi ve koyu kahverengi gibi renklere sahipti. Binaların zeminleri ve duvarları genellikle alçı, kireç veya her ikisinin bir karışımından yapılıyor ve üzerlerine ince, beyazımsı bir sıva tabakası uygulanıyordu.
Binaların taşları çoğunlukla düzgün bir şekilde paralel olarak döşenmişti ve içlerinde platformlar, banklar ve oturma yerleri bulunuyordu. Tenta’daki binalar hem düz hem de kubbeli çatılara sahipti ve bu çatılar dallar, kamışlar ve sıkıştırılmış topraktan yapılmıştı. Binaların duvar yüzeyleri, karmaşık dekorasyonlar içeren, örneğin “elleri kaldırılmış iki insan figürünü tasvir eden tablolar” gibi özel motiflerle süslenmişti.
Tenta’da toplamda 40 ila 45 arasında yapı kazıldı ve yapıların büyüklüğüne ve şekline göre, yerleşimdeki nüfusun hiçbir zaman 150 kişiyi aşmadığı tahmin ediliyor.
Tenta kazılarında yaklaşık bin kadar insan yapımı eser keşfedildi, bu eserler taş, hayvan kemikleri veya kabuklardan yapılmıştı. Eserler hem binaların içinde hem de dışında, ayrıca toprak birikintilerinde bulundu. Tüm bu nesneler bir elek kullanılarak çıkarıldı; bu, özellikle toprak birikintileri içinde, çöp tarafından çevrildiği için küçük ve parçalı nesnelerin kurtarılmasına yardımcı oldu. Bulunan eserlerin çoğu Çanak Çömleksiz Neolitik döneme aitti, sadece iki kil tıpaç dışında, bir binanın duvarında bulunanlar Kalkolitik döneme aitti.
Yerleşimde keşfedilen eserler arasında taş kaplar, baltalar, çekiç başları ve bıçak gibi yontma taş aletler yer alıyordu. Ayrıca, Tenta sakinlerinin taş kaplara oyulmuş karmaşık şekiller gibi ustalıklarına dair kanıtlar bulunmaktadır. Yapıların duvarlarında nadir bulunan eserler de vardı, bunlar pandantifler, boncuklar, büyük ok uçları ve toprak boyasıyla kaplı öğütülmüş taş aletler gibi öğeleri içeriyordu. Ayrıca, Kouris Barajı civarında sıkça bulunan, koyu yeşilden griye kadar değişen kristal pikrolit miktarı oldukça fazlaydı ve muhtemelen Çanak Çömleksiz Neolitik döneminde köylüler tarafından mücevher yapımında kullanılmıştı.
Ayrıca, çört adı verilen araçlar da bulundu; bu araçlar, kaya sert bir yüzeye çarptığında kolayca kıvılcım çıkardığı için Tenta köylüleri tarafından nesneleri kırmak ve yangın çıkarmak için kullanılıyordu. Tenta’da toplam on dört insan mezarı keşfedildi ve bu mezarlarda on sekiz kişinin kalıntıları bulundu. Mezarlar içine dar bir pozisyonda yerleştirilen on sekiz iskelet bulunuyordu. Bu mezarlar, evlerin iç duvarlarına, hediye veya adak bulunmayan oval çukurlara, zeminlerin hemen altına veya yapıların dışına yerleştirilmişti. Mezarlar arasında, dört bebeğin kalıntılarının aynı çukura birlikte gömüldüğü dışında, yetişkinler, çocuklar ve bebekler ayrı ayrı gömülmüşlerdi.